ROMATİZMAL HASTALIKLARDA KAPLICA UYGULAMALARI
İbrahim Tekeoğlu - Mahmut
ALPAYCI
İçindekiler:
1. Giriş
2. Kaplıca Uygulamalarının
Etki Mekanizmaları
3. Osteoartritte Kaplıca Uygulamaları
4. Romatoid Artritte Kaplıca Uygulamaları
5. Ankilozan Spondilitte Kaplıca
Uygulamaları
6. Fibromiyaljide Kaplıca
Uygulamaları
7. Kronik Bel Ağrısında Kaplıca
Uygulamaları
8. Psöriatik Artritte Kaplıca Uygulamaları
9. Kaplıca suyunun tedavide
kullanım şekilleri
10. Sonuç
1. Giriş
"Romatizmal" terimi, özellikle kas-iskelet sistemini etkileyen
bir grup hastalık için kullanılan geniş kapsamlı bir kavram olup
"Romatizmal hastalıklar" deyimi ile ifade edilen 100’den fazla
hastalık bulunmaktadır (Tablo 1). Bunların bazıları toplumda daha sık görülürken
(örn. osteoartrit, kronik bel ağrıları, fibromiyalji, ve romatoid artrit), çoğu
ise nadirdir (örn. bağ doku hastalıkları). Bu hastalıklar toplumun orta ve
ileri yaşlı bireylerindeki ağrının en yaygın nedenleridir. Ayrıca, kronik
seyirli olma ve sakatlık oluşturabilme, düşük hayat kalitesine yol açma ve
toplamda yüksek tedavi maliyetlerine sebep olma özellikleri açısından
romatizmal hastalıklar, bütün dünyada toplumun büyük sağlık sorunlarındandır.
Kaplıca uygulamaları, romatizmal hastalıkların tedavisinde yüzyıllardır
başvurulan popüler tedavi yöntemleridir. Geçmişten
günümüze biriken bilgi ve tecrübeler, çeşitli kaplıca
uygulamalarının romatizmal hastalıkların tedavisinde etkin ve yararlı olduğunu
düşündürse de bu konu üzerindeki tartışmalar devam etmektedir. Böylece yeni
araştırmalar yapılmakta ve kaplıcaların romatizmalı hastalar ve tedavi ediciler
tarafından tedavi amacıyla kullanımı sürmektedir. Avrupa’nın birçok ülkesinde
olduğu gibi, Türkiye, Japonya ve İsrail’de de kaplıca
uygulamaları, romatizmal
hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu uygulamaların öncelikli tıbbi
amaçları ağrıyı azaltmak, kas spazmını gidermek, kas gücünü geliştirmek ve
fonksiyonel mobiliteyi arttırmaktır. Yine de, kaplıcalardan beklenen faydaların
bunlarla sınırlı olmadığı bilinmekte ve sonuçta fiziksel ve psikolojik yönden
kazanımlar elde etmek ve hayat kalitesini arttırmak hedeflenmektedir.
Romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan kaplıca uygulamaları, çok
çeşitli kür formları şeklinde kullanılmıştır. Bilimsel araştırmalar da
metodolojik yönden heterojeniteye sahiptir. Tedavi uygulamalarında, 10 günden
12 aya kadar değişen sürelerle günde iki kez veya bir kez, egzersizle kombine
veya monoterapi şeklinde farklılıklar bulunduğu gibi, tedavi sonuçlarını
değerlendirme ölçütleri de çeşitlilik göstermektedir. Bunların aksine, tedavi
sonuçlarında bir homojeniteye rastlanmakta ve kaplıca uygulamalarının
romatizmal hastalıklarda olumlu etkileri olduğu vurgulanmaktadır. Tedaviler
çoğunlukla termal su banyoları şeklinde uygulanmış, çamur banyoları ve çamur paketleri de
kullanılmıştır.
Bu bölümde, toplumda sık görülen romatizmal hastalıkların tedavisinde
kullanılan yaygın kaplıca uygulamalarının etkileri ele alınacaktır. Bu amaçla,
konuyla ilgili güncel literatür bilgileri gözden geçirilecektir.
2. Kaplıca Uygulamalarının Etki Mekanizmaları
Romatizmal hastalıklarda kaplıca
uygulamaları ile ortaya çıkan çok yönlü etkilerin fizyopatolojik mekanizmaları
henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Net fayda, muhtemelen birçok faktörün
birlikteliği ile ortaya çıkan bir sonuçtur. Bu faktörlerin en önemli olanları
arasında mekanik, termal ve kimyasal etkiler olduğu düşünülmektedir. Ağrıdaki
rahatlama, suyun cilt üzerindeki basınç ve sıcaklık etkisine bağlı olabilir.
Isı uyarısı, kas spazmını azaltarak ve ağrı eşiğini yükselterek kas tonusu ve ağrı
yoğunluğunu etkileyebilir. Bu fiziksel etkilerin yanında bazı nöroendokrin
değişimlerin de ortaya çıktığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, hormonların
sirkadiyen ritimlerinin ise değişmediği belirlenmiştir. Çamur banyosu ile
plazma β-endorfin düzeyinde ve kortikotrofin, kortizol, büyüme hormonu ve
prolaktin salgısında artış olduğu saptanmıştır. Termal çamur paketi uygulaması
ise inflamasyon ve ağrının önemli mediyatörleri olan prostaglandin E2,
lökotrien B4, interlökin-1β ve tümör nekroz faktör-α’nın düzeylerinde azalma
sağlamıştır. Ayrıca, kaplıca tedavisi kıkırdak metabolizmasını uyaran büyüme
faktörlerinde artışa sebep olmuştur. Bunlara ek olarak, çamur paketleri ve
termal su banyoları reaktif oksijen ve nitrojen ürünlerini azaltarak oxidant /
antioxidant sistemi üzerine olumlu etkiler yapmaktadır. Diğer taraftan, çevre değişimi, hoş bir ortam
bulunması ve işteki görevlerin yokluğu gibi nonspesifik faktörler de mental
rahatlama sağlayarak faydalı etkilere katkı yapabilmektedir. Kaplıca kaynağının
mineral içeriğine bağlı olarak, uygulama sonrası serum mineral
konsantrasyonlarında artış olması da, üzerinde durulan ve daha çok
araştırılması gereken önemli bir etkinlik faktörü olabilir.
Her ne kadar kaplıcaların etki
mekanizmaları iyi anlaşılamamış olsa da, kaplıca
uygulamalarının olumlu etkilerini geliştirmek ve muhtemel yan etkilerinden
sakınmak için dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Termal
uygulamaların olası proinflamatuar
etkileri ve romatizmal hastalıkların kendine has bazı farklılıkları, kaplıca
uygulamaları esnasında göz önüne alınmalıdır.
Yapılan çalışmalarda, cilt sıcaklığındaki orta dereceli bir yükselme ile
proinflamatuar sitokinler olan interlökin-6 ve interlökin-1β
düzeylerinde artış olurken, daha yüksek derecelerde (40-41ºC) ise immün
fonksiyonlarda baskılanma tespit edilmiştir. Bu nedenle, romatizmal hastalıkların inflamatuar
karakterli olanları bilinmeli ve termal uygulamalar ile bu iltihabî durumun
tetiklenebileceği ve bu durumda da ağrıların artabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca,
genel olarak, termal
stresin ve sülfürlü suların immünsüpresif etkisi de bulunduğundan ve özellikle
inflamatuar romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan immünsupresif
ilaçlara bağlı olarak artan enfeksiyon riski nedeniyle kaplıcaların hijyen koşulları,
bu hastalar için daha büyük öneme sahiptir.
3. Osteoartritte Kaplıca Uygulamaları
Osteoartrit, toplumun yaşlı bireylerinde görülen en yaygın ağrı ve
sakatlık sebebidir. Dejeneratif bir eklem hastalığı olup inflamatuar özelliği
geri plandadır. Kaplıca uygulamalarına alınan bireyler de çoğunlukla
osteoartritli hastalardır. Sıklıkla diz, kalça, el ve bel osteoartritli
hastalar ile yapılan çalışmalarda, kaplıca uygulamalarının osteoartrite bağlı
ağrı, fonksiyon kısıtlılığı ve hayat kalitesi üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Diz
osteoartritinde çamur paketi
ve termal su uygulamaları, semptomlar üzerine olumlu etkiler göstermiş
ancak progresyonu durdurmada başarılı bulunmamıştır. Termal su ile birlikte
çamur banyosu uygulamaları ise daha etkili semptomatik sonuçlar vermiştir. El
osteoartritinde yapılan termal su ve çamur paketi uygulamalarından kısa ve uzun
dönemlerde olumlu etkiler elde edilmiştir. Bel ve kalça osteoartritli hastalar
için de kaplıca uygulamalarının ağrı ve fonksiyonel kapasite üzerinde başarılı
sonuçları bildirilmiştir. Uzun dönemdeki etkileri bilinmese de, kısa-orta dönem
takiplerde su içi egzersiz tedavisi ile kombine edilen uygulamaların bel, diz
ve kalça osteoartritinde daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, bel ve
boyun bölgesindeki dejeneratif disk hastalıkları için uygulanan su içi
traksiyon uygulaması da ağrı, spinal mobilite ve hayat kalitesinde artış
sağlamıştır. Bu olumlu sonuçları bildiren çok sayıda çalışmayı inceleyen
derleme ve meta-analiz verilerine göre, osteoartritte yapılan kaplıca
uygulamaları ciddi yan etkilere yol açmamıştır. Ancak, eldeki bu olumlu
bulguları teyit etmek ve kesinleştirmek için gerek hasta sayısı gerek takip
süresi açısından daha ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu belirtilmektedir.
4. Romatoid Artritte Kaplıca Uygulamaları
Romatoid artrit, çoğunlukla el
bileklerini ve el eklemlerini simetrik etkileyen, eklemlerde erozyon ve
deformite yapan, kronik inflamatuvar romatizmal bir hastalıktır. Toplumun
yaklaşık %1’lik oranını etkiler ve sakatlığa yol açabilir. Günümüzde romatoid
artrit için etkili ilaç tedavileri bulunmaktadır. Ancak hastalığın kronik
seyirli olması, hastaları ilaç dışı ek tedavi arayışlarına itmektedir.
Bunlardan biri de kaplıca tedavisidir. Romatoid artritli hastalar üzerinde,
özellikle doğal mineral ve termal sular kullanılarak yapılan araştırmalardan
elde edilen veriler, kaplıca uygulamalarının romatoid artritte faydalı olduğunu
desteklemektedir. Ağrı, fonksiyon ve hayat kalitesini değerlendiren
parametrelerde anlamlı düzelmeler bulunmuştur. Ancak, yapılan çalışmaların
metodolojik ve istatistik açıdan eksiklikleri sık vurgulanmış ve sonuçların
kanıt düzeyi düşük bulunmuştur. Ayrıca, elde edilen faydaların kaplıca
uygulamalarına mı yoksa yeni ortamın rahatlatıcı etkisine mi bağlı olduğu
tartışmalıdır. Yine de, görüş birliğine varılan noktalar vardır ki bunlar,
kaplıca uygulamalarının egzersiz tedavisi ile kombine edilerek yapılması,
ilaçsız monoterapi olarak tercih edilmemesi ve aktif inflamatuar dönemlerde
kullanılmamasıdır.
5. Ankilozan Spondilitte Kaplıca Uygulamaları
Ankilozan spondilit,
spondiloartropati grubu hastalıkların prototipidir. Genç yaşlarda başlayan,
kronik inflamatuar bel-kalça ağrısı ve sabah tutukluğu ile karakterize
romatizmal bir hastalıktır. Bel hareketlerinde ve akciğer fonksiyonlarında
kısıtlılık oluşturması nedeniyle hayat kalitesini olumsuz etkiler ve uzun
dönemde sakatlık oluşturabilir. Ankilozan spondilitin ilk basamak tedavisinde
genellikle nonsteroidal antienflamatuar ilaçlar tercih edilmektedir. Ankilozan
spondilitli hastalarda, kaplıca tedavisinin ağrı üzerinde bu ilaçlarla eşdeğer
düzeyde etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, termal kaplıca uygulamaları,
ankilozan spondilitli hastalar tarafından iyi tolere edilmiş ve hiçbir hastada
hastalık nüksüne rastlanmamıştır. Bu hastalığın tedavisinde etkili olduğu için
rutin olarak önerilen bir yöntem de egzersiz uygulamalarıdır. Bu nedenle,
kaplıca tedavisine alınan bu hastaların tedavi programına egzersiz de
eklenmelidir. Nitekim, yapılan çalışmalarda en iyi sonuçların kaplıca
uygulamalarına eklenen egzersiz terapileri ile elde edildiği ortaya konmuştur.
Böylece ağrıdaki düzelmeye ek olarak, akciğer fonksiyonlarında iyileşme,
hareket kısıtlılığında ve hastalık aktivitesinde azalma ve hayat kalitesi
göstergelerinde gelişme elde edilmiştir. Ayrıca bu olumlu etkilerin altı ay
sonunda da devam ettiği de tespit edilmiştir. Bununla birlikte, sistematik
derlemelerde ankilozan spondilitli hastalar için kaplıca uygulamalarının kanıt
düzeyi düşük olarak bulunmuştur.
6. Fibromiyaljide Kaplıca Uygulamaları
Fibromiyalji, genellikle orta yaşlı
bayanları etkileyen, vücudun kas, tendon ve eklemlerinde yaygın ağrı ve
hassasiyet ile seyreden kronik bir hastalıktır. Hastalığın kesin sebebi
bilinmemekle birlikte, ağrı algısındaki bir bozukluktan kaynaklanabileceği
düşünülmektedir. Fibromiyaljili hastalarda ağrı ile birlikte sıklıkla uyku
bozuklukları, kronik yorgunluk, depresif ataklar, anksiyete ve diğer
fonksiyonel somatik yakınmalar da bulunur. Bu nedenle, öncelikli tedavinin de
ön planda olan semptomlara yönelik olması gerektiği önerilmektedir. Ayrıca
fibromiyaljinin bu semptomları kalıtsal ve çevresel nedenler ile bağlantılı
olduğundan, tedavide genellikle ilaçlı ve ilaç dışı stratejileri içeren çok
yönlü yaklaşımlar gereklidir. Fibromiyaljide kullanılan ilaç dışı yöntemlerden
olan aerobik egzersizler lehine güçlü kanıt düzeyi bulunurken, kaplıca
uygulamalarının etkinliği ise orta düzeyde kanıt gücüne sahiptir. Suda yapılan
egzersizlerin karada yapılan egzersizlerden daha etkili olup olmadığı kesin
olarak bilinmese de, mevcut kanıtlar ile fibromiyaljide kaplıca uygulamaları
ile kombine edilen egzersizlerin daha iyi sonuçlar verdiği düşünülmektedir.
Termal su uygulaması ve çamur banyosu ile yapılan kaplıca tedavileri
fibromiyaljide hem ağrı hem de depresyon ve hayat kalitesi üzerinde olumlu
etkiler göstermiştir. Termal su uygulamasına kıyasla çamur banyosunun daha uzun
süre etkili olduğu tespit edilmiştir. Çamur paketlerinin ise daha iyi tolere
edildiği belirlenmiştir. Fibromiyaljinin etiyopatogenezinde inflamatuar
bulgulara rastlanmamış olsa da, kaplıca uygulamaları ile fibromiyaljili
hastalarda inflamasyon ve ağrıyı uyaran sitokinlerin düzeylerinde azalmalar
tespit edilmiştir. Bu biyokimyasal bulgulara ek olarak, muhtemelen kaplıcaların
çok yönlü fiziksel ve çevresel etkileri de fibromiyaljideki geniş semptom yelpazesinde
önemli olumlu roller oynamaktadır.
7. Kronik Bel Ağrısında Kaplıca Uygulamaları
Bel ağrısı, birçok ülkede sakatlık ve yetersizlik nedeni olabilen önemli
bir halk sağlığı sorunudur. Bu hastalarda öncelikle spesifik neden araştırılıp
nedene yönelik tedavi planlanır. Nedeni saptanamayan ve 12 haftadan uzun süren
bel ağrısı, kronik nonspesifik bel ağrısı adını alır. Kronik bel ağrılı
hastaların tedavi arayışı, ilaç dışı
yöntemleri de içeren uzun bir süreçtir. Kaplıca uygulamaları da, bu süreçteki
hastaların geleneksel olarak; tedavi edicilerin de modern tedavilere
destekleyici olarak sıkça tercih ettiği bir seçenektir. Kaplıca
uygulamalarının, kronik bel ağrısındaki etkisini inceleyen az sayıda randomize
kontrollü çalışma bulunmaktadır. Kronik bel ağrılı hastalarda, termal mineralli
su ile normal musluk suyunun etkilerini karşılaştıran bir çalışmada, klinik parametreler (ağrı, bel hareketleri),
hayat kalitesi ve analjezik ilaç ihtiyacı açısından sadece kaplıca grubunda
anlamlı düzelmeler tespit edilmiştir. Benzer klinik değerlendirme parametreleri
kullanılarak yapılan diğer bir çalışmada ise kronik bel ağrılı hastaların
egzersiz programına eklenen termal su uygulaması ile fizik tedavi
modalitelerinin etkileri karşılaştırılmıştır. Her iki grupta da anlamlı pozitif
sonuçlar elde edilse de, fizik tedavi grubuna kıyasla termal su uygulanan hasta
grubundaki bulgular daha olumlu idi. Yapılan güncel derleme ve
meta-analizlerde, termal su uygulamasının kronik bel ağrılı hastalarda faydalı
olduğu ancak düşük kanıt düzeyi bulunduğu ifade edilmiştir. Bununla birlikte,
kronik bel ağrılı hastalarda kaplıca uygulamalarına su içi egzersiz veya su içi
traksiyon yöntemlerinin eklenmesi ile tedavi etkinliğinin artabileceği yönünde
öneriler bulunmaktadır.
8. Psöriatik Artritte Kaplıca
Uygulamaları
Psöriatik artrit ile ilgili kaplıca
uygulamalarının deneyimi kısıtlıdır. Az sayıdaki çalışmada uzun süren faydalı
sonuçlar bildirilmiştir. Elkayam ve arkadaşları tarafından, psöriatik artritli
hastalar iki gruba ayırılmış, birinci gruba deniz suyu banyosu ve güneş ışığı,
ikinci gruba ise ek olarak çamur paketleri ve sıcak kükürtlü banyolar
uygulanmıştır. Dört haftalık tedavi sonunda ve 28 haftalık takiplerde elin
kavrama gücü, hastalık aktivitesi, sabah tutukluğu ve bel esnekliği parametrelerinde
her iki grupta da anlamlı iyileşmeler görülmüştür. İnflamatuar bel
ağrılarındaki düzelme ve faydalı etkilerin uzun sürmesi açısından ise ikinci
grup üstün bulunmuştur. Sukenik ve arkadaşları da, benzer değerlendirme
parametrelerini kullanarak psöriatik artritli hastalarda, üç hafta boyunca
günlük, deniz suyu banyosu ve güneş ışığına çamur paketleri ve kükürtlü
banyoları eklemişlerdir. Çalışma sonunda, bu tedavilerin eklendiği grupta
faydalı etkilerin anlamlı düzeyde arttığı tespit edilmiştir.
Tablo 1. Romatizmal Hastalıkların Ana Tipleri ve Tanımları
Osteoartrit, Tendinit, Bursit
Minör sekonder
inflamasyonla birlikte tekrarlayıcı travma ve aşınmanın, kıkırdak ve
periartiküler dokuları hasara uğrattığı dejeneratif ve aşırı kullanım sendromlarıdır.
|
Romatoid artrit, Psoriatik artrit, Spondiloartropatiler
Nedeni
bilinmeyen, kronik inflamasyon ile karakterize inflamatuar artropatilerdir.
Eklem tutulum paterni, klinik ve laboratuar özelliklere göre
sınıflandırılırlar.
|
Fibromiyalji, Nonspesifik bölgesel ağrılar
Primer
patolojinin saptanamadığı, ağrı algısındaki bozukluktan kaynaklandığı
düşünülen, inflmasyon kanıtı olmadan kronik yaygın ağrıya yol açan
ekstraartiküler romatizmalardır.
|
Sistemik lupus eritematozus, Miyozitler, Skleroderma, Vaskülitler
Etiyolojisi
bilinmeyen, birçok sistem ve dokuda inflamasyon ve hasar ile karakterize,
otoimmün kökenli bağ dokusu hastalıklarıdır.
|
Kollajenopatiler, Mukopolisakkaridozlar, Osteogenezis imperfekta,
Ehler-Danlos
Genetik
anormallikler sonucunda kemik ve bağ dokusundaki yapısal moleküllerin
sentezinin etkilendiği kalıtımsal bağ dokusu hastalıklarıdır.
|
Gut, Kalsiyum Pirofosfat ve Hidroksiapatit Kristal Artropatileri
Eklem içinde
veya dokularında kristal depolanması sonucu akut veya tekrarlayıcı
inflamasyon ile karakterize hastalıklardır.
|
Postenfeksiyöz Artropatiler
Önceden
geçirilen streptokokal, klamidyal veya viral enfeksiyonlardan sonra
tetiklenen kronik artropatilerdir.
|
9. KAPLICA SUYUNUN TEDAVİDE KULLANIM ŞEKİLLERİ
BALNEOTERAPİ :
Termal ve/veya mineralli suların,
peloidlerin (tıbbi çamur) ve gazların, yöntem ve
dozları belirlenmis, banyo,
paket, içme ve inhalasyon uygulamaları seklinde, düzenli
aralıklarla, seri halde
tekrarlanarak kullanılmasıyla, belirli bir zaman aralıgında ve kür tarzında
gerçeklestirilen bir uyarı-uyum tedavisidir(31).
PELOİDOTERAPİ
Paloidler termal bölgelerde doğal
ortamdan elde edilen mineral yapılı yarı katı çamurlardır. Peloidoterapi, peloidlerin banyo, paket ve
tampon şeklinde eksternal veya internal
uygulanmalarıyla yapılır. Peloid
banyolarında sıcaklık genellikle 38oC
civarındadır.
Tam paket uygulamalarında 45oC’ye, lokal banyolar ve lokal paket
uygulamalarında ise sırasıyla 44oC ve 52oC’ye varan sıcaklıklar da
uygulanabilirler.
Peloid tam banyoları termik ve
mekanik yönleriyle termomineral sulara benzer etki gösterirler.Soğuk lokal peloid paket uygulamaları (2-15oC) ya
da sıcak olabilir.
Paloidler alt ve üst
ekstremitelerde yoğurma ve çiğneme egzersizlerinde kullanılabilirler.
Lokal peloid paketlerinin yüksek özgül ağırlıkları nedeniyle özellikle dolasımı
bozuk bölgelerde kalınlıklarının 4cm’yi geçmemesi önerilmektedir.
SU İÇİ EGZERSİZ UYGULAMALARI
Suyun kaldırma kuvveti hareketi
kolaylastırırken, kohezyon ve viskozite
özelligi su içinde hareketi engelleyici niteliktedir. Bu özelliklerinden
yararlanarak su; hem yardımlı ve destekli, hem de dirençli egzersiz amaçlarıyla
kullanılabilir. Burada suyun kaldırma kuvveti ve viskozite özelliklerini
kullanarak gövde ve ekstremiteler için
çok çeşitli tip egzersizler
uygulanabilir.
Su içi egzersizleri diğer
egzersizlerdeki gibi kas gücünü ve endüransını artırır.
Su içinde bulunan kısımların su
yüzeyine doğru hareketlerine ve su
yüzeyine paralel hareketlere suyun kaldırma kuvveti yardımcı olur. Kaldırma
düzeyinden ekstremitenin dikey olarak aşağıya çekilmesi karşı suyun direnci ile
karşılaşılır. Ekstremite kaldırma
düzeyinin altında sabit tutulursa kaslar statik olarak çalışır. Ayrıca hareketin hızını artırarak, egzersiz
tekrar sayısını artırarak, başlama pozisyon ve fiksasyonları değiştirerek veya
aparatlar kullanarak farklı çalışmalar yapılabilir.
DUŞLAR
Termomineral suyun belli bir
basınçla belli bölgelere uygulanmasıdır. Tazyikli
Dus, sprey dusu gibi farklı uygulama tipleri vardır. Agrıyı daha aktif biçimde azaltmak için etkilenen
eklemlerin çevresine uygulanırlar.
LOKAL BANYOLAR
Alt ve üst ekstremiteler için
düzenlenmis kol veya bacak banyoları( whirlpool) veya
tüm ekstremiteler için dört gözlü
banyolar seklinde uygulanırlar. Stanger bad
cihazında lokal banyolarla birlikte su içinde elektroterapi de
uygulanabilmektedir.
Tam banyo için kontrendikasyon
oldugunda veya lokalize tutulumlarda tercih edilirler. Tam banyolardan daha
yüksek sıcaklıklarda uygulanabilirler.
Ekstremite dolaşımını etkilemek amacıyla karbondioksitli sular veya
kükürtlü suların kullanıldığı durumlarda
tercih edilirler.
YARIM BANYOLAR
Tam banyonun uygun olmadığı kardiovasküler, pulmoner problemi olan
hastalarda, tam banyo tolere
edemeyenlerde ve yaslılarda yarım
banyolar uygulanabilir.
TAM BANYOLAR
Hastalıkların tipine göre
uygulamalar su içi egzersiz programları
seklinde de yapılabilir. Banyo
uygulamaları en sık termomineralli sular ile yapılmaktadır. Peloid ve gazlarla da
banyo uygulamaları yapılabilir.
Bu uygulama küvetlerde veya
havuzlarda yapılabilir. Karbondioksitli, kükürtlü, radonlu sular gazlar sudan atmosfere
karıştıkları için havuzlarda kullanıma uygun değillerdir, küvetlerde
uygulanmalıdırlar.
Daha çok egzersiz amaçlı olması
gereken havuzlarda ise termomineral su veya düz su 28-34oC gibi daha düşük
sıcaklıklarda uygulanır.
Kükürtlü, tuzlu ve radonlu
banyolarda emilimin devam etmesi
nedeniyle vücut kuruyuncaya kadar
ortamda kalınır ayrıca gazlar banyo odasındaki havadan solunum yolu ile de
vücuda alınabilirler(31).
MİNERALLİ SU
İÇME KÜRLERİ
İçme kürleri, doğal mineralli
suların belirli bir sürede, gün boyu bölünmüş dozlarda ve
belirli miktarlarda içilmesi ile
yapılan kür programlarıdır.
Günde
bir litre mineralli su içilerek alınabilecek kimyasal madde konsantrasyonları(32):
Sülfatlı sular 800-1200 mg/L ve
3 g/L sülfat içerenler.
Bikarbonatlı
sular 33
mEq/L’nin üzerinde nötralizasyon kapasitesi olanlar ya da en az
1300 mg/L HCO3 – içerenler.
Kalsiyumlu sular
300-500
mg /L Ca2+ içerenler ya da uygun miktarlarda içilerek
günlük 0.5-1 g kalsiyum alımını
sağlayanlar .
Magnezyumlu
sular 100-150
mg/L Mg2+ içerenler ya da uygun miktarlarda içilerek
günlük 150-300 mg alımını
sağlayanlar.
Karbondioksitli
Sular 1-2.5
g/l serbest, çözünmüş karbondioksit
içeren sular
Tuzlu sular 1-2 g/L NaCl
içeren hipo, izo ve hafif hipertonik olanlar.
Fluorürlü sular 1-1,5 mg/L F-
içerenler ya da uygun miktarlarda içilerek günlük
1,5-4 mg fluorür alımını
sağlayanlar.
İyotlu sular 1mg/L I-
içerenler ya da uygun miktarlarda içilmeleri ile günlük
0,05-0,2 mg ve 0,1-0,5 mg iyot
alımını sağlayanlar.
Sodyumlu sular Litrede en az
500 mg Na+ içerenler.
İRRİGASYONLAR
Kronik kabızlıklarda kolon
irrigasyonu seklinde ve bazı jinekolojik hastalıklarda da vajinal
irrigasyon seklinde yapılabilir.
Agız ve dişeti hastalıklarında, nazal ve nazofarengeal
hastalıklarda gargara şeklinde kullanılabilir.
İNHALASYON VE
BUHAR BANYOLARI
Mineralli suların buhar ve
aerosol haline getirilerek veya gazlar seklinde
uygulanmasıdır.
10. SONUÇ
Kaplıca uygulamaları osteoartrit, fibromiyalji, romatoid artrit,
ankilozan spondilit ve kronik bel ağrısı gibi romatizmal hastalıklarda yaygın
olarak tercih edilse de, henüz yüksek kalitede kanıt düzeyi bulunmamaktadır.
Mevcut araştırmaların sonuçlarına göre, kaplıca uygulamaları ile romatizmal
hastalıkların tedavisinde faydalı etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu olumlu etkiler
ağrıda azalma, fiziksel kapasitede düzelme, duygu-durumda iyileşme ve sonuçta
hayat kalitesinde yükselme şeklindedir. Ancak, bu etkilerin fizyopatolojik
mekanizmaları tam olarak anlaşılamamıştır.
Romatizmal
hastalıkların tedavisinde, egzersiz ve
ilaç uygulamalarının ise kanıt düzeyi yüksek olup etkinlikleri kanıtlanmıştır.
Bu nedenle, romatizmal hastalıklarda yapılan kaplıca uygulamaları, ilaç
ve egzersiz tedavilerine alternatif değil, destekleyici tedavi olarak
kullanılmalı ve mümkünse su içi egzersizler ile kombine edilmelidir. Modern
kaplıca uygulamalarında sıklıkla egzersizler önerilse de, spesifik bir egzersiz
programının daha faydalı olduğu henüz ispatlanamamıştır.
Romatizmal hastalıklarda yapılan çalışmalar, kaplıca
uygulamalarının klinik semptomlar üzerindeki olumlu etkilerini ortaya koymaktan
ileri gidememiştir. Oysa progresyonu durdurma veya yavaşlatma ve prognozu
iyileştirme yönündeki başarıyı araştıran bilimsel incelemelere de ihtiyaç
vardır. Ayrıca, romatizmal hastalıklarda kaplıca uygulamalarının yan etkilerine
odaklanan çalışma sayısı oldukça sınırlı olduğu gibi, romatizmal hastalıkların
nadir görülen spesifik alt gruplarında kaplıca
uygulamalarının etkilerini bildiren çalışmalar da bulunmamaktadır.
KAYNAKLAR
- Guzman J. Romatizmal hastalıklarda
rehabilitasyon. Editör: Braddom RL. Fiziksel Tıp
ve Rehabilitasyon. 3. baskı. Güneş Tıp Kitabevi, 2010, s. 669-796.
- Kamioka H, Tsutani K, Okuizumi H, Mutoh Y, Ohta
M, Handa S, Okada S, Kitayuguchi J, Kamada M, Shiozawa N, Honda T.
Effectiveness of aquatic exercise and balneotherapy: a summary of
systematic reviews based on randomized controlled trials of water
immersion therapies. J Epidemiol. 2010;20(1):2-12.
- Bender T, Bálint G, Prohászka Z, Géher P, Tefner
IK. Evidence-based hydro- and balneotherapy in Hungary-a systematic review
and meta-analysis. Int J Biometeorol. 2013 May 16. [Epub ahead of print].
- Verhagen AP, Cardoso JR, Bierma-Zeinstra SM.
Aquatic exercise & balneotherapy in musculoskeletal conditions. Best
Pract Res Clin Rheumatol. 2012;26(3):335-43.
- Fioravanti A, Cantarini L, Guidelli GM, Galeazzi
M. Mechanisms of action of spa therapies in rheumatic diseases: what
scientific evidence is there? Rheumatol Int. 2011;31(1):1-8.
- Espejo-Antúnez L, Cardero-Durán MA,
Garrido-Ardila EM, Torres-Piles S, Caro-Puértolas B. Clinical
effectiveness of mud pack therapy in knee osteoarthritis. Rheumatology (Oxford).
2013;52(4):659-68.
- Sarsan A, Akkaya N, Ozgen M, Yildiz N, Atalay NS,
Ardic F. Comparing the efficacy of mature mud pack and hot pack treatments
for knee osteoarthritis. J Back Musculoskelet Rehabil. 2012;25(3):193-9.
- Kovács C, Pecze M, Tihanyi Á, Kovács L, Balogh S,
Bender T. The effect of sulphurous water in patients with osteoarthritis
of hand. Double-blind, randomized, controlled follow-up study. Clin
Rheumatol. 2012;31(10):1437-42.
- Harzy T, Ghani N, Akasbi N, Bono W, Nejjari C.
Short- and long-term therapeutic effects of thermal mineral waters in knee
osteoarthritis: a systematic review of randomized controlled trials. Clin
Rheumatol. 2009;28(5):501-7.
- Verhagen A, Bierma-Zeinstra S, Lambeck J, Cardoso
JR, de Bie R, Boers M, de Vet HC. Balneotherapy for osteoarthritis. A
cochrane review. J Rheumatol. 2008;35(6):1118-23.
- Bartels EM, Lund H, Hagen KB, Dagfinrud H,
Christensen R, Danneskiold-Samsøe B. Aquatic exercise for the treatment of
knee and hip osteoarthritis. Cochrane Database Syst Rev. 2007 Oct
17;(4):CD005523.
- Hurkmans EJ, van der Giesen FJ, Bloo H, Boonman
DC, van der Esch M, Fluit M, Hilberdink WK, Peter WF, van der Stegen
HP,Veerman EA, Verhoef J, Vermeulen HM, Hendriks HM, Schoones JW, Vliet
Vlieland TP; Guideline Steering Committee. Physiotherapy in rheumatoid
arthritis: development of a practice guideline. Acta Reumatol Port.
2011;36(2):146-58.
- Fioravanti A, Cantarini L, Guidelli GM, Galeazzi
M. Mechanisms of action of spa therapies in rheumatic diseases: what
scientific evidence is there? Rheumatol Int. 2011;31(1):1-8.
- Verhagen AP, Bierma-Zeinstra SM, Cardoso JR, de
Bie RA, Boers M, de Vet HC. Balneotherapy for rheumatoid arthritis.
Cochrane Database Syst Rev. 2003;(4):CD000518.
- van den Berg R, Baraliakos X, Braun J, van der
Heijde D. First update of the current evidence for the management of
ankylosing spondylitiswith non-pharmacological treatment and non-biologic
drugs: a systematic literature review for the ASAS/EULAR management
recommendations in ankylosing spondylitis. Rheumatology (Oxford).
2012;51(8):1388-96.
- Yurtkuran M, Ay A, Karakoç Y. Improvement of the
clinical outcome in Ankylosing spondylitis by balneotherapy. Joint Bone
Spine. 2005;72(4):303-8.
- Ciprian L, Lo Nigro A, Rizzo M, Gava A, Ramonda
R, Punzi L, Cozzi F. The effects of combined spa therapy and
rehabilitation on patients with ankylosing spondylitisbeing treated with
TNF inhibitors. Rheumatol Int. 2013;33(1):241-5.
- Aydemir K, Tok F, Peker F, Safaz I, Taskaynatan
MA, Ozgul A. The effects of balneotherapy on disease activity, functional
status, pulmonary function and quality of life in patients with ankylosing
spondylitis. Acta Reumatol Port. 2010;35(5):441-6.
- Altan L, Bingöl U, Aslan M, Yurtkuran M. The
effect of balneotherapy on patients with ankylosing spondylitis. Scand J
Rheumatol. 2006;35(4):283-9.
- Fraioli A, Grassi M, Mennuni G, Geraci A,
Petraccia L, Fontana M, Conte S, Serio A. Clinical researches on the
efficacy of spa therapy in fibromyalgia. A systematic review. Ann Ist
Super Sanita. 2013;49(2):219-29.
- Ablin JN, Häuser W, Buskila D. Spa treatment
(balneotherapy) for fibromyalgia-a qualitative-narrative review and a
historical perspective. Evid Based Complement Alternat Med.
2013;2013:638050.
- Fioravanti A, Perpignano G, Tirri G, Cardinale G,
Gianniti C, Lanza CE, Loi A, Tirri E, Sfriso P, Cozzi F. Effects of
mud-bath treatment on fibromyalgia patients: a randomized clinical trial.
Rheumatol Int. 2007;27(12):1157-61.
- Bazzichi L, Da Valle Y, Rossi A, Giacomelli C,
Sernissi F, Giannaccini G, Betti L, Ciregia F, Giusti L, Scarpellini P,
Dell'osso L, Marazziti D, Bombardieri S, Lucacchini A. A multidisciplinary
approach to study the effects of balneotherapy and mud-bath therapy
treatments on fibromyalgia. Clin Exp Rheumatol. 2013;31(6 Suppl
79):111-20.
- Ardiç F, Ozgen M, Aybek H, Rota S, Cubukçu D,
Gökgöz A. Effects of balneotherapy on serum IL-1, PGE2 and LTB4 levels in
fibromyalgia patients. Rheumatol Int. 2007;27(5):441-6.
- Kesiktas N, Karakas S, Gun K, Gun N, Murat S,
Uludag M. Balneotherapy for chronic low back pain: a randomized,
controlled study. Rheumatol Int. 2012;32(10):3193-9.
- Tefner IK, Németh A, Lászlófi A, Kis T, Gyetvai
G, Bender T. The effect of spa therapy in chronic low back pain: a
randomized controlled, single-blind, follow-up study. Rheumatol Int.
2012;32(10):3163-9.
- Dogan M, Sahin O, Elden H, Hayta E, Kaptanoglu E.
Additional therapeutic effect of balneotherapy in low back pain. South Med
J. 2011;104(8):574-8.
- Balogh Z, Ordögh J, Gász A, Német L, Bender T.
Effectiveness of balneotherapy in chronic low back pain -- a randomized single-blind
controlled follow-up study. Forsch Komplementarmed Klass Naturheilkd.
2005;12(4):196-201.
- Elkayam O, Ophir J, Brener S, Paran D, Wigler I,
Efron D, Even-Paz Z, Politi Y, Yaron M. Immediate and delayed effects of
treatment at the Dead Sea in patients with psoriatic arthritis. Rheumatol
Int. 2000;19(3):77-82.
- Sukenik S, Giryes H, Halevy S, Neumann L, Flusser
D, Buskila D. Treatment of psoriatic arthritis at the Dead Sea. J
Rheumatol. 1994;21(7):1305-9.
- Özkuk K. Diz osteoartritli hastalarda aynı balneoterapötik yöntemlerin farklı
süreler içinde uygulanmasının etkinliğinin karsılaştırılması ( uzmanlık tezi
). 2010:32-34.
- Gürdal
H. ve ark.(2002) _çme Kürleri,
Balneoloji Ve Kaplıca Tıbbı, Karagülle MZ ed. Nobel Tıp Kitabevleri,
153-161.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder